“Çok Düşünmeyin, Dans Edin”
- Ekin Köklü
- 13 Ağu
- 3 dakikada okunur
Ceren AY ile başladığımız röportaj serimiz devam ediyor. Bu haftaki konuğum ekibimizden Aycan Aşıkoğlu!
-Lindy Hop yapmaya ne zaman başladınız?
Pandemi yasaklarının bitmeye başladığı dönem olan 2022 Eylül ayında başladım. Daha öncesinde birçok farklı dans ile uğraşıyordum bu yüzden benim için süreç hızlıydı fakat yine de belli bir eşiği geçene kadar hızlı olmanın motivasyon anlamında önemli olduğunu bilerek haftanın her günü pratik yapıyordum. Bu yüzden başlarda dansı öğrenme sürecim hızlı ve zevkli oldu diyebilirim. Ayrıca pandemi boyunca eve kapanmaktan sıkılmışlığın verdiği itki ile her gün dans etmek için dışarı çıkmak ve dolayısıyla sosyalleşmek çok iyi geliyordu.

-Sizi Lindy Hop’a -caz danslarına- çeken şey neydi?
Bu dansı biraz bilen ve devam etmek isteyen bir arkadaşımın peşine takılarak başladım. Çok bilinçli bir tercih değildi, o zaman için daha önce yaptığım danslardan biraz uzaklaşma içindeydim. Bu yüzden herhangi bir dansa başlayabilirdim fakat caz kültürü ve onun oluşturduğu ortam sayesinde hızla ısındım. Doğaçlama dans edilen, Afrika kültürü kökenli, birçok dans kültürünün atası olduğunu öğrendikçe de çok sevmeye başladım çünkü hareketlerin nereden geldiği bilmek, bağlantıları kurmak, kültürün ve dansı gelişimini bilmek çok güzel hissettirdi. Kısaca kendimi yeni ve büyük bir dünya keşfederken buldum.
-Dans etmek hayatınızda neyi değiştirdi?
Dans etmek benim için bir taşla birçok kuş vurmak anlamına geliyor. Hayatımı birçok anlamda değiştirmesini ve beni geliştirmesini istediğim için dansı sürekli hayatımda tutmaya çalışıyorum. Dans ettiğim takdirde hem sanatla uğraşmış hem fiziksel aktivite yapmış hem de sosyalleşmiş oluyorum ve bunun kişisel gelişim ve sağlık anlamında çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Çocukluğumda bale ile dans etmeye başladığım için bu tercihi son derece bilinçli ve istekli yaptığımı söyleyebilirim. Sonrasında modern dans, çağdaş dans, breaking ve hip-hop öğrenerek bu serüvene devam ediyordum. Şu anda iş dışındaki zamanımın çoğunu Lindy Hop ve Breaking’e harcıyorum. Bunun sonucunda çok daha aktif, sağlıklı biri olduğumu bunu yapmayanlara kıyasla görebiliyorum.

-Dansa ilk başladığınızda "Asla yapamam." deyip şimdi gözünüz kapalı yaptığınız hareket hangisi?
Lindy Hop ile tanışana kadar eşli dans asla yapmayacağımı düşünüyordum. Eşli dansa karamsar bakma sebebim ise dans sporunun eşli dans olduğunu zannedip bu şekilde bir dans etme şeklini pek tercih etmiyor olmamdı. Şimdi Swing danslarının bağlantılarını kullanmak, geliştirmeye çalışmak, sosyal dans sırasında doğaçlama hareketler denemek, deneyler yapmak çok hoşuma gidiyor. Genel olarak gözüm kapalı Lindy Hop yapabilirim, tek ihtiyacım olan bağlantı.
-Dans ederken kendinizi bir hayvana benzetseniz bu hangisi olurdu? (Benim en sevdiğim soru.)
Sadece dans değil her zaman için kendimi enerjik ve şapşal bir maymun olarak hissediyorum. Yapabileceğim hareketlerde hiçbir bir sınır olmamasını istiyorum, daha büyük hareketler yapan, daha çok zıplayan, daha çok eğilen, gerekirse ellerinin üstünde olan, başka insanların hiç kullanmadığı yerleri/uzuvlarını sürekli kullanan bir neşeli ve komik bir maymun gibi hissediyorum. Sanırım bu maymun hissiyatı ile yaptığım büyük ve atletik hareketler dansıma komik bir şapşallık olarak yansıyor.
-“Ben en çok şu şarkıda moda giriyorum.” dediğiniz bir şarkınız var mı?
Cevabım biraz soğuk bir espri gibi olabilir. Şu ana kadar en çok Glenn Miller-In The Mood ile dans etmiş ve gösteri yapmış olabilirim.
İyi bir swing grubu ile canlı müziği de hiçbir şeye değişmem.
-Bir günlüğüne Frankie Manning olarak uyansanız ne yapardınız?
Frankie’nin tüm arkadaşlarını arayıp Savoy’a dans partisine davet ederdim ve tüm gün onlarla dans ederdim.
Bir de kendimi düşünerek Frankie’nin ağzından bir zaman sonra Aycan diye birinin geleceği ve dansı değiştireceği kehanetinde bulunurdum :P. Umarım belki bir gün dans anlamında bir şeyler geliştirebilir ya da katabilirim.
-Kendinizi ilk kez bir videoda dans ederken gördüğünüzde ne hissettiniz?
İlkler genelde iyi olmuyor ama zaman içindeki gelişimi görmek çok iyi hissettiriyor. İlk videolarımda ne kadar dans edemediğimi fark edip daha çok pratik yapmam gerektiğini biliyordum, bu yüzden Lindy Hop’a ilk başladığım aylarda haftada 20 saate yakın pratik yapıyordum.
-Dans sırasında yaşadığınız en absürd olay neydi?
Dansa yeni başladığım bir dönemde bir kafe açılışında dans etmeye gittiğimde benden uzun süredir dans öğrenen bir follow ile sahneye çıktım. Tamamen off-beattik ve ritmi yakalayamıyorduk. Ritme gelebilmek için onu hızlandırmaya çalıştığımda bana kızıyordu fakat ben herkesin önünde gülümseyerek dans ederken bir yandan onun triplerini dinlemeye çalışıyordum. Canlı müzikte dans ediyorduk, uzun bir şarkı boyunca hem ritimde dans edemeyip hem de trip yiyerek can çekişmiştim 😀.
-Aileniz ya da arkadaşlarınız dans etmenizle ilgili ne diyor? Nasıl buluyorlar?
Çevrem beni genelde dans ile tanıyor, kişiliğimin bir parçası olarak kabul edildiğini görmek güzel hissettiriyor. Fakat özellikle breakingi bir noktada bırakacağımı ya da vazgeçeceğimi düşünüyorlar, halbuki ben ölene kadar yapabildiğim her şeyi zorlamayı planlıyorum. Bu şekilde çalışmaya devam ederek belki ölümsüz olabileceğime inanmak istiyorum. Çünkü insanlar bir şeyleri bırakınca yaşlanıyorlar, belki çare sürekli aktif olmak ve biraz zorlamaktadır. Kim bilir.
-Çok teşekkür ederiz, son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Çok düşünmeyin, dans edin.
Nerede hareket, orada bereket.

Yorumlar